type="text/css">
   
 
  Nereden nereye

                        NEREDEN NEREYE

Geçen günlerde Messengerden Almanyadaki Celal abiyle görüştüm.Rahmetli Şehri Dayının torunu, Rahmetli İsmail Dayının oğlu Celalle.Celal abiyle uzun uzun köyden konuştuk, eski günleri yad ettik.Bir anda yıllar öncesine gittim. Elektiriğin köyümüze ilk geldiği o seksenli yıllara.  Köyümüze elektrik gelince ne kadar sevinmiş,sevincimizden o gece sokak lambalarının altında sabahlamıştık. Elektriğin gelmesiyle birlikte köyümüze ilk Televizyonda gelmişti.Televizyonu Almanya dan izine gelen Rahmetli İsmail Dayı (İsmail DOĞAN) Getirmişti. Biranda İsmail Dayının evi ana baba gününe dönmüş,köyde kim var,kim yoksa çol, çocuk,yaşlı genç herkes İsmail Dayının evine doluşmuştu.Gelenlerin bir çoğu belki de ömründe ilk defa Televizyon görüyorlardı.Tabi ki bizim köyde Televizyonun çekmeyeceğini hesap eden İsmail Dayı, Televizyonun beraberinde birde Video getirmeyi unutmamıştı.

İlk izlediğimiz film (Harman sonu) diye bir filmdi. Filmde Erol Taş genç bir adamın sevdiği kızı dağa kaldırıyordu. Öyle zannediyorum ki Erol Taş ömrünce almadığı bedduaları o akşam bizim köylülerden almıştı. Filmin sonunda sevgilisi dağa kaldırılan genç adam,Erol Taşı ormanda yakalayıp elindeki sopayla dövmeye başlıyordu. İşte o dayak sahnesi gelince Kadir abi (Kadir Sönmez) biranda ayağa fırlamış;

-Vur ulan vur Allah aşkına şu imansızın kafasına kafasına vur diye bağırmıştı ağzı köpürerek.

O günler herkes İsmail dayının odasında olduğu için köy imamı Rahmetli İsmail Hoca vakit Namazlarını camide cematsiz tek başına kılmak zorunda kalmıştı. İkinci gün herkes erkenden yer kapma telaşıyla doldurmuştu İsmail Dayının odasını. 
Baş köşede oturan Dursun Dayı (Dursun Güvenç) Babam içeriye girince yerinden doğrularak;

-Gel hele Şevket Çavuş gel! Bugün ki filimde öyle bir kezzap var ki namıddı (Ne mutlu) dünküne diyerek Bilal İncinin Erol Taşa tan daha zalim,daha acımasız olduğuna vurgu yapmıştı. 

Gündüzleri de  kadınlar matinesi başlamıştı İsmail Dayının odasında. Kadınlar Leyla nın Zalim hükümdar tarafından kumlara gömülüp taşlanmasına dayanamamış hıçkırıklarla ağlamaya başlamışlardı. Kadınlar hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlayınca; aralarında bulunan Sabrı Dayı (Sabri Erdoğan) oturduğu yerden ayağa kalkarak;

-Susun bakalım analarım,bacılarım Allah tan umut kesilmez. Bekleyelim bakalım zahar Allah bir kapı açar diyerek onları teselli etmişti.

İşte insan o günlerle bu günleri yan yana getirince; Nereden nereye demekten kendini alamıyor.

Bu tatlı anıyı bizlere yaşatan ve bugün aramızda olmayan bütün köylülerimi sevgi ve rahmetle anıyorum.

Sevgi ve selamlarımla

                                                 
                                                                       Behcet ARSLAN

 

 

baby images
”MAKAMIN CENNET OLSUN ŞEHİDİM"
”KÖYÜMÜZDEN RESİMLER”



”KÖYÜMÜZDEN MANZARALAR”


Facebook beğen
 
 

oyun
 
 

 

 
BUGÜN 22 ziyaretçi (33 klik) KİŞİ ZİYARET ETTİ
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol