DEĞİRMEN
Bu videoyu izleyince aklıma köyümüzdeyken Değirmene gidişlerimiz geldi. Sizlerinde o Değirmene gittiğiniz günleri hatırlamanız için bu Nostaljik videoyu bu sayfaya ekledim.
Değirmene gitmek öyle sanıldığı gibi basit bir iş değildi. Hazırlıklar günlerce evvel başlardı.
Önce Değirmene gitmek için arkadaş bulunur, sonrada hangi Değirmene gidileceğine karar verilirdi.
Bir aşağı değirmenler,birde yukarı değirmenler vardı. Yukarı Değirmenler diye adlandırdığımız Değirmenler;Uzun Ahmet ve Yedioluk değirmenleriydi.
Aşağı Değirmenler;Fakının Değirmeni,Hacı Osmanın Değirmeni Çakırların Değirmeniydiler.
Nöbet bulma olasılığı daha fazla olduğu için genelde aşağı değirmenlere gidilirdi.
Değirmene gitmeden bir gün önceden köyün güçlü kuvvetli erkekleri toplanır,onların yardımıyla çuvallar ve hapanlar kağnılara yüklenir,gece yarısı kalkılarak yola düşülürdü. Günün ilk ışıklarıyla Değirmende olmazsan nöbet bulmak imkansız gibi birşeydi.
Değirmenler tek tek yoklanır hangisinde sıra azsa onda kalmaya karar kılınırdı. Değirmenin yoğunluğuna göre iki gün bazen daha fazla Değirmende kalındığı olurdu. Geceleri un çuvallarının üzerinde uyunur,yemek öğünleri Değirmencinin yaptığı kül pağacı (Kömbe) ile geçiştirilirdi. Un öğütme sırası geldiğinde bir yıllık emeğinin karşılığını almış olarak huzur ve neşe içerisinde köye dönülürdü.
Yeni bir yazımızda buluşmak dileğiyle
Behcet ARSLAN |