BEŞ KURUŞ   Hikaye çok eski zamanlarda geçer. O zamanlar dağlarda eşkıyaların,asker kaçaklarının kol gezdiği zamanlardır. Köyümüzden rahmetli Veysel dayı oğlu Hasan dayı ile aşağı köylere odun satmaya giderler. O tarihlerde Hasan dayı dokuz on yaşlarında küçücük bir çocuktur. Aşağı köyleri gezerler, dolaşırlar köyün birinde odunlarını beş kuruşa satarlar. Veysel dayının keyfine diyecek yoktur. Çünkü o tarihlerde beş kuruş iyi paradır.   Geri köye dönmek için yola çıkarlar. Issız bir dere yolundan giderlerken,yolun üst tarafındaki çalılıkların içinden;   *Kıpırdamayın,kıpırdayanı yakarım! Diye bir ses duyarlar.   Veysel dayı hemen kağnı arabasını durdurur,dayaklar beklemeye başlar. Biraz sonra çalılıkların içinden birkaç adam çıkar yanlarına gelirler. Adamların hepside tepeden tırnağa silahlıdırlar. Adamlardan birisi;   *Nerden geliyorsunuz diye sertçe sorar.   Veysel dayı;   *Aşağı köylere odun satmaya gitmiştik de oradan geliyoruz cevabını verir.   Aynı Adam pis pis sırıtarak;   *Ohooo desene şimdi sende hepimize yetecek kadar para vardır. Sökülün paraları diye bağırır.   Veysel dayı iki elini yanlarına açarak;   *Bizde para ne arasın arkadaş? Götürdüğüm odunları veresiye verdim güzün yerine patates alacağım der.   Adamlar Veysel dayının param yok demesine fena halde öfkelenirler. Adamlardan birisi silahını doğrultur;   *Sizde para olmadığına inanmıyorum.Soyunun bakalım üzerinizi arayacağım diye bağırır.   Adamların şakaya gelir yanları yoktur.Veysel dayı çaresiz üzerindekileri soyunmaya başlar. Önce ceketini çıkarır bir kenara koyar daha sonrada şalvarını çıkarmaya başlar. Veysel dayının odundan kazandığı beş kuruş şalvarının cebindedir. Veysel dayı şalvarını çıkarırken cebindeki beş kuruş yere düşer. Veysel dayı şalvarını kenara bırakır,hemen yerdeki beş kuruşun üzerine oturur. Silahlı adamlar Veysel dayının elbiselerini alırlar,her tarafını didik didik ararlar hiçbir şey bulamazlar. Eşkıyalar Veysel dayının elbiselerini ararlarken Veysel dayı beş kuruşun üzerinde oturmaktadır. Veysel dayı gözünün ucuyla önce bir Eşkıyalara bakar sonrada yanı başında duran oğlu Hasan dayıya bakar,alçak bir sesle;   *Ula Hasan! G….tümün altında beş kuruş var. Şunu alda kafirler görmesin der.   Hasan dayı yavaşçana yere eğilir babasının altındaki beş kuruşu alır. Eşkıyalar Veysel dayının üzerinde bir şey bulamayınca,Eşkıyalardan birisi;   *Sende bizden açmışsın hemşerim kalk elbiselerini giy de yoluna git diye seslenir. Veysel dayı yerinden kalktığında altındaki beş kuruş çoktan Hasan dayının cebine inmiştir bile.